Faiz Artışında Binbir Gece Masalları

Hükümetin ekonomi politikalarındaki 180 derecelik değişiminden sonra gün geçmiyor ki faiz artışının gerekleri ve yararları ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanı’nın ve bürokratlarının, Merkez Bankası Başkan ve yardımcılarının bir açıklaması olmasın.  

  • Hazine Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK: “Rasyonel politikalara dönmek dışında bir seçeneği kalmamıştır…” “Kararlıyız! Fiyat istikrarı en büyük önceliğimiz…”
  • TCMB eski Başkanı Hafize Gaye ERKAN: “ Şimdi enflasyonla kesin bir mücadele içindeyiz. Bu yıl sonunda yüzde 65’in gerçekleşmesi ile yüzde 36’ya olan inanç daha da artacak. İstanbul’da ev bulamadık müthiş pahalı, annemlerle kalıyoruz.”
  • TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet AKÇAY: “Fonlama maliyeti ile mevduat faizi bağlantısı kopmuş, politika faizi ile enflasyon oranı bağlantısı kopmuş… Biz 7 aydır bu kopan bağlantıları tekrar ihdas ediyoruz.”

Yukarıda kısa örnekleri verilen açıklamalar günbegün artıyor. Açıklamaların hiddeti, sertliği, öfke dozu da aynı şekilde artıyor. Anlaşılan vatandaşlardan “İyi ki faiz artışı yapılmış yoksa maazallah ülkece batacakmışız, açlıktan ölecekmişiz de haberimiz yokmuş. İşsizlik, üretim, yatırım da neymiş enflasyon olduktan sonra yaşamanın ne anlamı var ki!” gibi sözler duymadıkça bu açıklamaların dozu artarak devam edecek! 

Neoliberallerin Faiz Konusundaki Katı Tutumlarının Nedenleri

Bakan Şimşek ve ona bağlı ekonomi ekibinin neoliberal ideolojiyi benimsediği çok açık. Faiz artışı ise bu ideolojinin en büyük silahı, olmazsa olmazı adeta varlık nedeni. Bu konuda tartışmaya tenezzül bile etmiyorlar. Hem nasıl etsinler ki karşıt düşünceleri “irrasyonel” yani akıl dışı olarak görüyorken.  

Ha siz istediğiniz kadar faiz artışlarının ekonomik sorunlara çözüm getirmediğini söyleyin. Bu politikayı uygulayan onlarca ülkenin daha beter enflasyon sorunuyla uğraştığını, yüksek faizden dolayı üretimlerinin de azaldığını, bunun sonucu olarak bir de işsizlik sorununun ortaya çıktığını kısaca her şeyin daha da kötüye gittiğini söyleyin. Neoliberaller kesinlikle sizleri dinlemez. Basit bir iktisadi önermeyi ( faiz > enflasyon) tüm ekonomi biliminin en üstüne koyarlar.

Neoliberallerin Faiz Konusunda İnsanları İkna Kabiliyeti

Neoliberal düşünce ne yazık ki bürokraside, basın yayın araçlarında tek doğru ideolojiymiş gibi yansıtılıyor. Ancak ona rağmen halkımızın çok büyük bir çoğunluğu neoliberal politikalara şiddetle karşı. Halkımızın önceliği yatırımların ve buna bağlı olarak üretimin artması, yeni iş alanlarının oluşması. Böylece enflasyonun asıl nedeni olan üretim eksikliği yani mal kıtlığı sorunu da halledilebilecek. Yani mallar bollaştıkça fiyatlar azalacak. Bunun için de en önemli anahtarın düşük faiz olduğunu halkımız çok iyi bilmekte. İşte neoliberalleri çıldırtan da bu. Bu kadar medya desteğine, manipülasyona rağmen halkımızı o çağdışı politikalarına inandırabilmiş değiller. Yukarıda kısaca değindiğimiz düşük faiz ile üretim ilişkisini bile çürütebilmiş değiller. Bu yüzden de suçlayıcı, tepeden bakan, agresif bir dil kullanıyorlar. Onlara göre her şey hatalı. Bu ülkenin dinamikleriymiş, kültürüymüş ne önemi var. ABD’de, kapitalist batıda gördükleri, kendilerine ezberletilenler her halükarda tek doğru, tek geçerli yol.

Neoliberallerin Düştükleri Çukur

Neoliberallerin içine düştükleri vaziyete üzülmemek elde değil. E tabi doğaya, akla, bilime aykırı şeyleri savunmak kolay olmasa gerek. Haklı olduklarını kanıtlayabilmek için her gün yeni nedenler, yeni örnekler, yeni düşmanlar bulmaları gerekmekte. İşte bu yüzden ekonomi yönetimindeki bu öfkeli ve tepeden bakan dile şaşırmamak gerek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir