Yazı dizisinin amacı, iktidar ile ilgili kurum ve kuruluşların bu konudaki ihmal, kusur ve yetersizliği olup olmadığını incelemekten ziyade, orman yangınlarından bazılarını kendilerine Ateşin Çocukları İnisiyatifi adını veren PKK’lı teröristlerin üstlenmesine rağmen hala, sabotaj ya da terör saldırısı iddialarının iktidarın kendini kurtarmak ve gerçek nedenlerin konuşulmasını engellemek için ortaya attığı ya da atılmasına engel olmadığı iddialar olduğunu belirterek PKK’nın yangınlardaki rolünü örtmeye devam ederek medya ve sosyal medyada yaydıkları yalan, yanlış haber ve yorumlar ile yaratılmaya çalışılan algılardan bazılarını incelemeye çalışmaktır.
2- Otel ve site yapmak, maden sahası açılmak için ormanların yakıldığı iddiası
Her orman yangınında olduğu gibi son yangınlarda da hemen devreye sokulan bir iddia da, maden sahası açmak, turistik otel veya yazlık site yapmak için ormanların özellikle yakıldığıdır.
Yanan orman alanları ile ilgili olarak Anayasa başta olmak üzere her türlü yasal düzenleme mevcut olup yanan ormanlarla ilgili adli ve idari soruşturmalar yapılmaktadır.
TC Anayasasının, ormanların korunması ve geliştirilmesi başlıklı 169 maddesi aynen;
“Madde 169 – Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.
Devlet ormanlarının mülkiyeti devrolunamaz. Devlet ormanları kanuna göre, Devletçe yönetilir ve işletilir. Bu ormanlar zamanaşımı ile mülk edinilemez ve kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz.
Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasi propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.
Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyen, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar olduğu tespit edilen yerler ile 31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olan tarla, bağ, meyvelik, zeytinlik gibi çeşitli tarım alanlarında veya hayvancılıkta kullanılmasında yarar olduğu tespit edilen araziler, şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerler dışında, orman sınırlarında daraltma yapılamaz.”
şeklinde olup yanan orman alanları Anayasal güvence altına alınmıştır.
Aynı şekilde, 6831 sayılı Orman Kanununda da yanan orman alanlarını korumaya yönelik düzenlemeler mevcuttur. Orman Kanunun;
2. maddesi ile, yanan orman alanlarının hiçbir şekilde orman sınırları dışına çıkarılmayacağı,
17.madde ile, ormanların yanmasından faydalanılarak buralara yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunmayacağı, buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulacağı,
18. maddesi ile, Yangın görmüş ormanlarda; arkeolojik kazı ve restorasyon yapılması ve bu alanların kullanılması, tarihi eserlerin restorasyonu ve korunması için gerekli tesislere, odun kömürü, terebentin, katran, sakız gibi işletilmesinde ağaç kullanılan ocakların açılması, göl, baraj ve deniz yüzeyinde yapılan balık üretimi için karada yapılması mecburi tesislere ve yeraltında depolama alanı kurulması, bozuk orman alanlarında orman bitkisi fidanlıkları kurulması, mantar ve tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği, orman alanlarından üretilen odun dışı ürünlerin mamul ya da yarı mamul olarak işlenmesi amacıyla tesis kurulması faaliyetlerine hiçbir surette izin verilmeyeceği,
19. maddesi ile, Yanan orman alanlarında hiç bir surette hayvan otlatılmayacağı,
23. maddesi ile, yanan Devlet ormanlarının istihsal (üretim) ormanı haline gelinceye kadar muhafaza ormanı olarak ayrılacağı,
24. maddesi ile, Yangın görmüş olması nedeniyle muhafaza ormanı olarak ayrılması gereken özel mülkiye konu orman sahiplerinin muvafakat etmesi ile muhafaza ormanı olarak ayrılacağı, sahipleri muvafakat etmedikleri takdirde bu yerlerin umumi hükümlere göre istimlak edilerek muhafaza ormanı olarak ayrılacağı
Hüküm altına alınmıştır.
Orman tüm insanlığın ortak malı sayıldığından yasal düzenlemelerde sadece Devlete ait yanan orman alanları değil özel mülkiyete konu orman alanları da yasal koruma altına alınmıştır.
Herhangi bir orman alanını ormancılık dışı faaliyetlere (otel, site, maden ocağı vb) tahsis edilmesinin, imara açılmasının yasal yolları mümkün iken yandıktan sonra o orman alanında yeni orman yetiştirme, ağaçlandırma dışında faaliyet ve eylem mümkün değildir. Yani ormanın yanması ile muhafaza ormanı olarak ayrılacağından otel, site, maden ocağı vb. yapılması ihtimali üretim ormanı olmasına kadar ortadan kalkmaktadır.
3- Orman Yangınlarının başladığı 28 Temmuz 2021 tarihinde Turizmi Teşvik Kanununda değişiklik yapılarak yanan ormanlarda turistik oteller yapılacağı iddiası
Orman yangınları sırasında medyada sıkça rastlanan bu iddia, 28.07.2021 tarih 31551 saylı Resmi Gazetede yayımlanan, 18.07.2021 tarihinde TBMM’de kabul edilen 7334 sayılı “2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”la yapılan (12/3/1982 tarihli ve 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b), (d), (g) ve (i) bentlerinin değiştirilmesi ve bentler eklenmesi ) değişiklikle ilgili olup konu ile ilgili yapılan yorum ve haberlerde sözkonusu kanunun çıkması ile birlikte turistik otel yapılması için orman yangınlarının çıkarıldığı iddia edilmiştir.
Örneğin yetkinreport.com isimli internet sitesinde, “Türkiye’nin canını yakan orman yangınları henüz söndürülmemişken Cumhurbaşkanı imzasıyla Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7334 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, tam da orman yangınlarının başladığı 28 Temmuz 2021’de Resmî Gazetede yayınlandığı, Kanunun 1’inci maddesi “d” fıkrasına göre, “Kültür ve Turizm gelişme Bölgeleri dışında kalsa bile” orman arazileri “kamu yararı” kapsamına alınarak turizm yatırımcılarına açılabilecek. “Yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan” edilecek bu alanlardaki bütün devlet taşınmazları da turizm kapsamına alınabileceği belirtilerek olayı haberci(!) yaklaşımı ele alarak orman yangınlarının bu değişikliğe istinaden çıkarıldığı ima ve iddia edilmiştir. (1)
turizmaktuel.com isimli internet sitesi ise “Kanun bir gecede değişti orman yangınları başladı” (2) başlığı ile doğrudan ilişkilendirmiştir.
Onlarca örneği verilecek, sorumsuz ve mesnetsiz sosyal medya yorum ve haberleri bir yana bırakacak olsak bile daha yetkin ve etkili kişilerden de benzeri yorumlar gelmiştir.
Haber ve yorumlarda altı çizilen husus; Kanunun 1/ “d” fıkrasındaki “Kültür ve Turizm gelişme Bölgeleri dışında kalsa bile” cümlesi ile “Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilan” cümlesidir. Bu duruma açıklık getirmesi için fıkranın eski ve yeni hali aşağıda verilmiştir.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 3/d fıkrasının ESKİ HALİ:
d) Turizm Merkezleri: Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri içinde veya dışında, öncelikle geliştirilmesi öngörülen; yeri, mevkii ve sınırları Bakanlığın önerisi ve Bakanlar Kurulu kararıyla tespit ve ilân edilen, turizm hareketleri ve faaliyetleri yönünden önem taşıyan yerleri veya bölümlerini,
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 3/d fıkrasının YENİ HALİ (7334 sayılı kanunla değişlik yapıldıktan sonraki):
“d) Turizm Merkezleri: Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri dışında kalmakla birlikte, bu bölgelerin niteliğini taşıyan, turizm hareketleri ve faaliyetleri açısından öncelikle geliştirilmesinde kamu yararı bulunan orman vasıflı olanlar dâhil Hazine taşınmazları ile tescili mümkün olan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerde yeri, mevkii ve sınırları Cumhurbaşkanı kararıyla tespit ve ilân edilen alanları,”
Turizmi Teşvik Kanununun sözkonusu maddesinin özünde fazlaca bir değişiklik olmamasına ve yanan orman alanlarının turizm tesisi yapılmasına yönelik hüküm bulunmamasına ve Anayasanın 169. Maddesi ile Orman Kanunun 2, 17, 18, 19, 23 ve 24. maddelerine göre yanan orman alanlarına turistik tesis yapılması mümkün değil iken, ayrıca bu hususun birçok kez dile getirilmiş olmasına rağmen Turizmi Teşvik Kanununda değişiklik yapılarak yanan ormanlarda turistik oteller yapılacağı iddiasının her orman yangınında ve sonrasında dile getirilmeye devam edilmesi, doğaya karşı hassasiyet, iyiniyet ve bilgisizlik olarak kabul edilmesi mümkün değildir.
———————————————————————————————————————————–
1-https://yetkinreport.com/2021/07/31/yanginlar-sonmeden-orman-ve-kiyilar-yeni-yagmaya-aciliyor/ (erişim tarihi: 15.08.2021)
2- https://www.turizmaktuel.com/haber/kanun-bir-gecede-degisti-orman-yanginlari-basladi(erişim tarihi: 15.08.2021)