Çevresel ve Toplumsal Görevimiz: Geri Dönüşebilen Atıkların Toplanması

Son haftalarda müsilaj konusu gündemimize girdi. Uzmanlar bu çevre felaketinin en önemli nedeninin insan eliyle denizlerin kirletilmesi olduğunu belirtiyor. Yaşadığımız bu durum çevre duyarlılığımızı artırdı, toplum bir an önce denizlerimizin eski haline dönmesi konusunda kenetlendi.  Peki denizlerimizde durum böyleyken karalarımızda durum nasıl? Aslında karada durum daha vahim durumda. Doğamız deniziyle karasıyla her geçen gün daha fazla zarar görmekte, topraklarımız yıpranmakta, sularımız kirlenmekte.

Çevre kirliliğini önleme konusunda sıfır atık projesi öne çıkmaktadır. Proje kapsamında çalıştaylar, bilgilendirme toplantıları, konferanslar yapılmaktadır. Ancak projenin halka inmesi, halkımıza geri dönüşebilen atıkların hanelerinde ayrıştırması konusunda sorumluluklar verilmesi gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki en çok geri dönüşebilen atıklar hanelerde ortaya çıkmaktadır. Evimiz için satın aldığımız hemen her şey plastik, kağıt, cam, metal, kompozit içermekte veya bu maddelerle ambalajlanmaktadır.

Doğa tahribatının yanında işin bir de ekonomik boyutu bulunmaktadır. Ülkemizde çok sayıda geri dönüşüm tesisi bulunmakta. Ayrıca sayıları 500 bini bulan kağıt toplayıcısı zor şartlarda çalışmakta. Bu kişiler sürekli olarak bir çöp kutusundan diğerine koşturup bütün çalışma sürelerini çöp aramakla geçirmekte. Ancak çöp kutularında görülmeyen, fark edilemeyen veya kağıt toplayıcılarının bulunmadığı bölgelerdeki atıklar değerlendirilememekte. Bu yüzden ülkemizde yeteri kadar atık dönüştürülemediğinden atık ithal ediyoruz. Bu durum ise hem döviz çıkışına neden olmakta hem de yurt içi atık fiyatlarını düşürmekte. Yurt içi atık fiyatının düşmesi demek ise kağıt toplayıcılarının gelirlerini doğrudan azalması demek.

Tüm paydaşların üzerinde anlaştığı tek konu ise toplanan geri dönüşebilen atıkların miktarının azami oranda artırılmasıdır. Bunu başarabilmek için;

  1. Geri dönüşebilen atık konteynerlerinin sayılarının az olmasından dolayı çoğu hanenin bu konteynerlere ulaşımı kolay değildir. Konteynerlere mesafe arttıkça hanede atık biriktirme oranı azalmaktadır. İnsanlar evlerinde atık bulundurmak istememekte ayrıca konteynerler genelde hanelere uzak olduğundan az sayıda atık için de konteynerlere gidilmediğinden pek çok hane atık biriktirmeyi tercih etmemektedir. Bu durumu önlemek için her hanenin kapısının önünde mini kutular konulabilir. Hane halkı geri dönüşebilen atığı evinde hiç tutmadan hemen kapısının önündeki bu kutuya atabilir. Belirli bir takvim içinde de kayıt altına alınmış bu konuda görevlendirilmiş sokak kağıt toplayıcıları apartman görevlilerinin yardımlarıyla bunları toplayabilir. Böylece sokak kağıt toplayıcıları da daha insani ve modern bir şekilde atıkları toplamış olurlar. Hem de tüm atıklar kaynağından hızlı ve pratik bir şekilde toplanmış olur.
  • Marketler başta olmak üzere iş yerlerinde çok fazla sayıda geri dönüşebilen ambalaj atık ortaya çıkmaktadır. Yine bunların da planlı bir şekilde belirli zamanlarda yetkilendirilen kağıt toplayıcılarına veya belediye ekiplerine teslimatları sağlanmalıdır.
  • Bu konuda topluma örnek olması beklenen pek çok Kamu Kurum ve Kuruluşu ne yazık ki atıklarını ayrıştırmamaktadır. En çok tükettikleri kağıt atıklarını bile çöp kutusuna attıkları görülmektedir. Bunun nedeni ise üst yetkililerin yönlendirici olmaması, ilgili personelin ise bunu bir iş yükü olarak görmesi ve yeterli bilinçte olmamasıdır. Bu yüzden kamuda dönüşüm bilinci oluşturulması bakımından eğitimler verilmeli, yönetmelikler çıkarılmalıdır.
  • Çevre korunması bakımından asıl amaç plastik vb atık üretimini azaltmaktır. Günlük hayatta en çok kullanılan plastik ürünlerin başında plastik poşet ve plastik su şişesi gelmektedir. Plastik poşet kullanımının alınan tedbirlerle azaldığı göz önüne alındığında bu ürünü kullanımının yasaklanması/daha fazla sınırlandırılması bunun yerine kağıt torba, bez çanta, file kullanılması sağlanmalıdır. Halkımızda bu yönde bir bilinç oluştuğu göz önüne alınmalıdır.

Doğayı ve bunun içinde suyumuzu kirlettiğimiz için şebeke suyu kullanmayıp şişelenmiş özel içme suyu kullanıyoruz. Ancak o kadar çok plastik su şişesi ortaya çıkıyor ki bu da daha çok doğa kirliliğine neden oluyor.  Bu durum bir sarmal oluşturuyor.  Ayrıca şişelenmiş bu suların kaynaklarının kalitesi de sorgulanıyor. Bu suların uzun süreler boyunca plastik şişelerde saklanması da ayrıca bir eleştiri konusu. Bunun yerine teknolojik arıtma sistemlerinin kullanılması ve doğanın kirlenmesi önlenmesi hedeflenerek plastik şişe suyu tüketiminin sonlandırılması da acil hedefler arasında yer almalıdır.

  • Sanayi sektörünün yenilenebilir enerji ve geri dönüştürülmüş ham maddeden üretim yapılması teşvik edilmelidir.
  • Geri dönüşebilen atıkların toplanması, depolanması, tesislerin kurulması konusunda belediyelere büyük sorumluluklar verildiği görülmektedir. Ancak çoğu belediyenin bu konudaki görevlerini aksattığına tanık olmaktayız. Geri dönüşüm konusunun önemine binaen merkezi planlama yapılıp, sürecin merkezden yönetilmesinin daha faydalı olacağı düşünülmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir