Pandemi sürecinin başından beri dile getirilen desteklerin borç vermekten öte bir anlam taşımadığını, anlamlı bir destek yapılmadığını söyleyip duruyorum. Elbette bu sadece gördüklerimizle ve yaşananları yorumlayarak çıkarttığımız bir sonuç.
Her seferinde de tam tersi iddia ediliyordu. Oysa gelişmiş ekonomilerin verdikleri hibelerden, alacak silmelere kadar bir dizi işle kıyaslama bile kabul edilmeyecek bu gerçekte asıl problem yaklaşımdaydı.
Kısa çalışma ödeneğini işsizlik fonundan, destek diye sunulan kredileri bankalardan, alacaklardan da vazgeçmek yerine ötelenmesiyle yükün arttırılmasından başka bir iş yapılmamıştı.
Ama bunu anlatmak da kolay değildi. Neyse ki, son açıklanan destek miktarı ve dağılımı, en başından beri söylediğimizin ne kadar haklı bir vurgu olduğunu kamuoyuna gösterdi.
Ve yine çok şükür ki, kimsenin kimseye topu atıp oyalamayacağı en yetkili isimden geldi açıklama. Bugüne kadar sunulanların toplam maliyeti 661 milyar TL idi. İlk bakışta yurtdışı ile mukayese edildiğinde mütevazı da gözükse, Türkiye ekonomisinin gerçekleri içinde hatırı sayılır bir rakam olduğunu söylemek mümkün.
Lakin dağılımına baktığımızda kamunun bütçesine maliyetinin sadece 79,4 milyar TL olduğu gözüküyor. Neredeyse yüzde 12’si… Bunun 16,9 milyar TL’si zaten tıbbi ilaç vesaire. Yani kamunun zaten üstlenmesi gereken bir maliyet. Bunu yardımlar içinde göstermek çok doğru değil.
Hatırı sayılır miktar 26,2 milyar TL’lik vergi indirimi; daha açık bir ifadeyle vazgeçiş. Peki şimdi soruyorum size: Kaç kişinin bu süreçte vergi borcu silindi? Sokağa baktığınızda böyle bir nüfus görmüyoruz. O zaman kamu maliyetinin üçte birine tekabül eden bu başlıkta kimlerin vergisi silindi? Bunun da açıklanması gerekmiyor mu?
Zira genelin silinmesine değil vergi ve primlerinin ertelenmesine baktığınızda finansman maliyeti sadece 4 milyar TL. Buna 4,6 milyar TL’lik esnafa yönelik hibeyle, çiftçi ve esnafa kredi faizi için verilen 1,2 milyar TL’yi koyarsak ortada sadece 10 milyar TL’lik bir maliyet söz konusu olur.
Sosyal destek başlığına girmiyorum bile. O zaten halihazırda yapılan bir işlem olduğu için, zaten bütçede karşılığının olması gerekiyor. Daha açık bir ifadeyle rakamı büyütmek için kullanabilir, ama ekstra bir maliyet olarak nitelendiremeyiz.
Günün sonunda 661 milyar TL’nin 542,3 milyar TL’si ne biliyor musunuz? Krediler ve ertelenen kredilerin büyüklüğü… Bunları da yükselen faiz oranlarıyla yapılandırdıklarını biliyoruz. Yani cebe para koymadan satılan paralar ya da cebe konulan maliyetli krediler.
Bu arada iğneden ipliğe dolaylı vergilerin tamamına getirilen zamlarla bunun ne kadarı karşılandı, ona da ayrı bakmak lazım. Çünkü pandemi ileri sürülerek buralarda da ciddi artışlar ortaya çıktı.
Velhasıl kelam günün sonunda şu tez, en yetkin ağızdan onaylandı. Türkiye pandemi sürecinde destek vermek yerine kredi verdi; onu da ileriye taşınacak büyük bir sorun olarak alanların kucağına bomba olarak bıraktı.
Şimdi normalleşme ile ne olacak? Gelirler mütevazı olacak ama giderler tüm haşmetiyle muhataplarının önüne gelecek. Sonuçları mı? Onu hep birlikte göreceğiz.