Bu yazıda kendi görüşlerimi yazmak yerine, okuduğum kitabın yazarının ve içindeki bazı diğer şahısların görüşlerine yer vermeyi tercih ettim. Kitabın yazarı Niall Ferguson. Oxford Üniversitesi mezunu bir tarihçi. Yazarın doğum tarihi “1964”. Özelikle yaşını belirttim. Kitaptaki görüşler 1800’lü yıllarda söylenen fikirler olsaydı, normal karşılanabilirdi. Kitabın yazarı çağdaş. Kitabın Türkçe çeviriye esas baskısı 2004 tarihli. YKB yayınları 6 baskı yapmış. Kitabın adı: İmparatorluk – Britanya’nın Modern Dünyayı Biçimlendirişi. Orijinal adı – Empire: How Britain Made The Modern World.
İçindekileri okumak, emperyalizmin kendi ideolojik temelini anlamak açısından çok önemli;
- Britanya günümüzde henüz kendilerini yönetemeyen ve bir güç tarafından kollanmamaları halinde kolayca yağmacılığa ve haksızlığa maruz kalabilecek 350.000.000 kadar yabancı insanın yazgısını denetim altında tutuyor. Hiç kuşkusuz kendine has kusurlar taşımakla birlikte, daha önce hiçbir fetihçi devletin bağımlı bir halka sunmadığını söylemeye cüret edebileceğim bir yönetim sağlıyor onlara.
Prof.George M. Wrong, 1909
Niall Ferguson İmparatorluk – Britanya’nın Modern Dünyayı Biçimlendirişi Sh.11
- Hangi girişim, aydın bir toplumun verimli bölgeleri ve geniş toplulukları barbarlıktan kurtarmaya çalışmasından daha soylu ve daha kazançlı olabilir? Savaşan kabilelere barış getirmek, şiddetin kol gezdiği yerlerde adaleti sağlamak, kölelik zincirlerini kırmak, topraktaki bereketi ortaya çıkarmak, ticaretin ve irfanın ilk tohumlarını ekmek, bütün halkların hayattan ha alma gücünü arttırmak ve ıstırap çekme ihtimalini azaltmak – hangi ülkü veya ödül insan uğraşına verilecek bundan güzel veya değerli bir ödül olabilir?
Winston Chuchill
Niall Ferguson İmparatorluk – Britanya’nın Modern Dünyayı Biçimlendirişi Sh.25
Bu alıntılar, kitapta diğer şahısların görüşleri. Bir de çağdaş tarihçinin kitabın SONUÇ bölümünde yazdığı kendi görüşlerine göz atalım.
- Eğer Britanya imparatorluğu olmasaydı 1840’lardan 1930’lara kadar uzanan dönemde serbest ticaret kesinlikle o kadar geniş bir alana yayılmazdı. Britanya’nın 19. YY’lın 2. Yarısında sömürgelerini bırakması, bu pazarlarda daha yüksek gümrük tarifelerine ve belki başka ticari ayrımcılık biçimlerine yol açardı. Yalnızca varsayıma dayanmayan bu savın doğruluğu ABD ve Hindistan’ın bağımsızlıklarını elde ettikten sonra benimsedikleri son derece korumacı politikalarla, ayrıca Britanya’nın emperyal rakipleri Fransa, Almanya ve Rusya’nın 1870’lerde ve daha sonra uyguladıkları gümrük tarifeleri ile ortaya çıktı. Dolayısı ile Britanya’nın 1.Dünya Savaşı öncesindeki askeri bütçesi uluslararası korumacılığa karşı olağanüstü düşük bir sigorta primi olarak görülebilir. Bir tahmine göre, Britanya’nın serbest ticareti dayatarak sağladığı ekonomik yarar gayrisafi ulusal hasılanın %6,5 ‘i kadar olabilir. Bir bütün olarak dünya ekonomisinin sağladığı yararı tahmin etmeye hiç kimse girişmiş değildir; ama Britanya’nın emperyal gücünün 1930’larda azalması ile birlikte korumacılığa dönük küresel yönelişin korkunç sonuçları göz önünde tutulunca bunun bir bedel değil bir yarar olduğu hiç tartışma götürmez gibidir.
Niall Ferguson İmparatorluk – Britanya’nın Modern Dünyayı Biçimlendirişi Sh.342
Bu kitap ve yazarı için söylenecek tek söz var “HOROZ ÖLMÜŞ, GÖZÜ ÇÖPLÜKTE KALMIŞ”
ABD’li tarihçiler böyle bir kitap yazmak için kolları sıvadılar bile.