Çin’in ihracatta çelik ürünlerine uyguladığı yüzde 13’lük vergi desteğini kaldırması, Türkiye’deki yerli üreticilere kaybedilen pazarları yeniden kazanma umudu verdi. Yetkililer, “Çin’in bu kararla bazı ihracat pazarlarından çekilmesi, Türk çelik sektörüne bu pazarları yeniden kazanma fırsatı sunacak. Ayrıca bu karar atıl kapasitenin devreye girmesini hızlandıracak, yatırımları da artıracak” diyor.
Çin’in çelik ürün ihracatında vergi desteğini kaldırmasının, Türk çelik sektörünü kısa, orta ve uzun vadede olumlu etkileyeceği öngörülüyor. Türk çelik sektörü temsilcileri, iç piyasa dönen Çin’in bazı ihracat pazarlarından çekilmesi Türk çelik sektörünün Güney Doğu Asya, Uzak Doğu, Güney Amerika, Orta Doğu ve Afrika’da güç kazanarak bu pazarlarda yeniden güçlenmesini sağlayacağını belirtiyor. Son dönemde artan taleple birlikte çelik üreticileri yatırımlarını hızlandırırken var olan atıl kapasitenin devreye girmesiyle üretimin daha da artacağı öngörülüyor. Çin’in bu kararıyla birlikte Türk çelik üreticileri iç piyasadaki talebi karşılamak için yoğun mesai harcıyor ve bu dönemde üretici daha fazla iç piyasaya çalışıyor.
Dünya.com haber sitesinin haberine göre, siteye değerlendirmelerde bulunan Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, “Son aldıkları karar piyasalardaki iyileşmeyi daha da pekiştirdi. Bu iyileşme geçen yıl mayıs-haziran aylarından sonra başlamıştı. O günden bu yana da piyasalar iyileşmeye devam ediyor” açıklamalarında bulundu.
Asya pazarına tekrar yöneldik
Bu kararla birlikte Türk çelik sektörünün Güney Doğu Asya ve Uzak Doğu pazarlarını geri kazanma fırsatı bulduğuna dikkat çeken Aslan, “Çin’in ihracat yaptığı dönemde biz özellikle 1990’lardan 2000’lere kadar çok aktif olarak ihracat yaptığımız Uzak Doğu ve Güney Doğu Asya’dan çekilmiştik. Şimdi o ihracat pazarları yeniden kazanmaya başladık. İhracatımızın yüzde 10-15’ini tekrar bu bölgeye yönlendirdik” diye konuştu. Aynı şekilde Güney Amerika ve Afrika pazarlarının da Çin’in ihracatta etkin olduğu dönemde rekabette zorluk çekilen bölgeler olduğunu belirten Aslan, “Şimdi Çin’in ihracattan çekilmesi bizim tekrar Güney Amerika’da, Orta Doğu’da ve Afrika’da güç kazanmamız sonucunu doğurdu” dedi.
Global çelik üretiminin geçen yıl yüzde 1 küçüldüğünü ifade eden Aslan, “Çin bu dönemde yüzde 6 büyüdü. Aynı şekilde Türk çelik sektörümüz de aynı oranda büyüdü ve oldukça olumlu bir döneme girdi. İlk çeyrekte miktar bazında yüzde 7,7 civarında bir artış sağladık. Nisan sonu itibariyle de bu artış yüzde 10’lara ulaştı. Değer bazında yüzde 35 oranında bir artışımız var ve yılın ikinci yarısında bu artışın daha da artarak devam edecek” diye konuştu.
İlk üç ayda 3,8 milyar dolarlık ihracat
Çelik sektörü üretiminin yılın ilk iki ayında yüzde 9,4 artış ile 6,4 milyon tona ulaştığını belirten Aslan, “Bu yılın ilk üç ayında sektörümüzün ihracatı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre miktarda yüzde 1,9 artışla 5,1 milyon tona çıktı. Değerde ise yüzde 22,5 yükselerek 3,8 milyar dolara ulaştı. Bu yılın ilk çeyreğinde en fazla ihracat yapılan bölgeler Avrupa Birliği, Orta Doğu, Latin Amerika ve Uzak Doğu olarak sıralandı. Söz konusu bölgelere yapılan ihracat çelik ihracatının yaklaşık yüzde 75’ine karşılık geldi. Aynı dönemde en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler İsrail, Peru, İtalya, İspanya, Romanya, Singapur ve Irak oldu” dedi.
Yassı ürün ihracatı geriledi
Çin’in ihracattaki yüzde 13 vergi teşvikini ortadan kaldırmasının dünyada çelik fiyatlarını yükselttiğini belirten Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, “Bu Çin’deki iç talep artışını karşılamak için alınmış bir tedbir. AB’de de talebi karşılamak için, ihracat yerine birlik içine yönelmesi sonucunda, 2021 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’ye yönelik yassı ürün ihracatında yüzde 45 düşüş söz konusu oldu” diye konuştu. Veysel Yayan, şunları kaydetti: “Önümüzdeki dönemde kademeli bir şekilde yurt içi üretim kapasitesindeki artış, piyasaya beklentinin ötesinde üretim hacmi verecek. Atıl kapasitelerin devreye girmesi ve yeni yatırımlarla iç piyasa talebi daha hızlı karşılanacak.”
Dünyada hurda, cevher, bakır fiyatlarındaki yükseliş, iç piyasaya olumsuz yansımıştı. Salgınla birlikte üretimde kısıtlamaya gidilmesi ve sonrasında talep artışı fiyatları yükseltmişti. Ayrıca devletlerin ekonomiyi canlandırma adına yaptığı teşvikler ve Çin’in artan çelik ihtiyacının yanı sıra ihracatta teşvikleri kaldırması metal fiyatlarında topyekûn bir artışı beraberinde getirmişti. Bu yükselişle beraber sanayiciler hammadde tedariki ve fiyatlarından daha az etkilenmek için hammaddenin Türkiye’de daha fazla üretilmesi gerektiğini belirtmişti.
Kaynak: dunya.com