Kanal İstanbul’a El-Cezeri’nin Torunları Karşı Çıkıyor

Bilindiği üzere Kanal İstanbul Projesi ile ilgili tartışmalar bütün hızıyla devam ediyor. Farklı alanlardaki bilim adamları, gazeteciler, siyasetçiler bu tartışmaya dahil oluyor. Biz de ekonomist gözüyle Kanal İstanbul projesini değerlendirmek istedik. Projeye ilişkin veriler ve aşağıdaki başlıklar Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığının hazırladığı https://www.kanalistanbul.gov.tr/ adlı internet sitesinden alınmıştır.

Proje Maliyeti: Bu internet sitesine göre Kanalın maliyetinin 75 milyar TL olarak öngörüldüğü ifade edilmiş. Bu maliyetin hesaplandığı tarihteki döviz kuruyla güncel döviz kuru arasında yukarı yönde kayda değer bir fark olmuştur. Bu nedenle beklenenden daha fazla bir maliyet olacağı aşikar. Alanında uzman kişilerin hesaplamalarına göre gerçek maliyetin 100-150 milyar TL arasında olacağı ifade ediliyor.

Proje Yıllık Geliri: Projeye ilişkin hemen her ayrıntıya yer verilmiş. Ancak projede ön görülen gelire ilişkin bir açıklamaya yer verilmemiş. Sitede, “Boğazdan geçen gemilerin yıl içinde bekleme maliyetlerinin 1 milyar doları bulduğu …” ifadesi yer almaktadır. Bu durum bize beklenen gelir bakımından ipucu veriyor. Kanaldan bu “1 Milyar Dolarlık” maliyete katlanmak istemeyen tüm gemilerin geçeceğini varsaysak bile yıllık gelirin en fazla 1 Milyar Dolar ( 8,5 milyar TL) olacağı tahmin edilmektedir.

Nüfus ve Yeni Yerleşim Alanı: Bölgede öngörülen maksimum nüfus 500.000 kişidir. Bu yerleşim bölgeleri sebebiyle İstanbul’un nüfusunun artması öngörülmemektedir. Yerleşim alanlarında yer alacak nüfusun hâlihazırda İstanbul’da yerleşik olan nüfus kapsamında burada yer alacağı değerlendirilmektedir…” Ancak İstanbul’daki yerleşik nüfusun burada yer alacağı, İstanbul nüfusunun artmayacağı gibi değerlendirmelerin neye dayanarak yapıldığı belirtilmemiş.

Kanal İstanbul ve İstihdam: Kanal İstanbul Projesi ve entegre tesisleri ile birlikte, projenin hazırlık-inşaat aşamasında yaklaşık 10.000, işletme aşamasında, kanal ve diğer işletmelerde (limanlar, lojistik merkez, yat limanı vb.) yaklaşık 10.000 ‘den fazla kişinin iş sahibi olması hedefleniyor.”  İfadesi yer almış.

Çevresel Etkiler: Canlı hayatının korunması, deprem, içme suyu kaynakları, tarihi alanlar ve kültürel miras vb konularda telafisi olmayan herhangi bir durumla karşılaşılmayacağı açıklanmış.

Sitede Yer Alan Açıklamalara İlişkin Değerlendirme

  1. Projenin maliyetini en iyimser oranla 75 Milyar TL olarak kabul etsek bile bütçede projeyi finanse edebilecek kaynak bulunmuyor. Bu durumda kaynak elde edebilmek için ya borçlanmaya gidilecek ya da yerli veya yabancı Şirketlerle ortaklıklar yapılacak. Yani burada yapılması planlanan işletmelerden bir kısmı kaynak bulmak amacıyla bu şirketlere tahsis edilecek. Böylece elde edilmesi planlanan 8,5 milyar TL’lik gelirin bir kısmı yerli veya yabancı şirketlere devredilecek.
  • Senelik azami gelirin 8,5 Milyar TL olarak varsayılıp, yatırım tutarının en az 75 milyar TL olacağı düşünüldüğünde ayrıca projedeki belirsizlikler ve projede yer alacak şirketlere verilecek işletme hakları da hesaba katıldığında proje fizibil değil. 75 Milyar TL’ye çok daha karlı yatırımlar yapılacağından projenin alternatif maliyetinin çok yüksek olduğu düşünülmektedir.
  • “Yeni yerleşim alanı” açılacağı ifadesi de sadece gemi geçişiyle bu projenin finanse edilemeyeceğinin bir nevi itirafı niteliğinde.
  • Bu yerleşim alanıyla ilgili “İstanbul’a dışarıdan göç olmayacağı” ifadesi ise hiçbir dayanak olmadan yazılmış. Ancak bu tür projelerle İstanbul’un cazibe merkezi haline geldiği bu yüzden de İstanbul’un yoğun göç aldığını yıllardan beri görmekteyiz. Eskiden köylerde genç nüfus yok derdik. Şimdi bazı illerde bile genç insan görmekte zorlanıyoruz. Gençler doğal olarak daha iyi bir iş ve gelecek umuduyla haklı olarak büyük şehirlere ve çoğunlukla da İstanbul’a göç ediyorlar. Bu durum pek çok ilde söz konusu. İstanbul’a yapılan bu tür yatırımlar Anadolu ekonomilerini geriye götürmektedir. Yani proje İstanbul ekonomisini olumlu olarak etkileyeceği oranda Anadolu ekonomisini olumsuz etkileyecektir.
  • Projede istihdamın “inşaat, limanlar, lojistik merkez, yat limanı vb” alanlarda olacağı belirtilmiş. Bu alanlar üretken alanlar değildir, katma değeri düşük, üretken olmayan alanlardır.
  • Tarımsal alanların azalması, kuraklık, sel gibi doğa olaylarının ekonomiye hasarı da büyük olmaktadır. Bilindiği üzere bu afetlerin arka planında insan faktörü öne çıkmaktadır. Kanal İstanbul Projesinin çevreye kayda değer bir zararı olmayacağı açıklanmış olsa da yeni yapılaşmalar sonucunda çevrenin insan eliyle zarar göreceği bunun da ekonomik maliyetleri olacağı bilinmektedir.

Sonuç

İnşaat yatırımlarına ihtiyacımız var. Bunun farkındayız. Ancak inşaat yatırımları ekonomik kalkınmanın aracı olmamalı. İnşaat yatırımlarında, Türkiye’nin eski yapı stokunun depreme dayanıklı bir şekilde değişimi ve güçlendirilmesine ağırlık verilmelidir.

Binalı YILDIRIM İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığında bir vaadi şahsen dikkatimi çok çekmişti. Seçimi kazandığı takdirde artık kullanılmayan Atatürk Havaalanı arazisinde AR&GE merkezlerinin, teknoparkların kurulacağını, öğrenci ve firmaların buluşma noktası olacağını ifade etmişti. Bilindiği üzere kendisi seçilemedi ve bu proje de unutuldu. Eğer hükümet İstanbul’a yatırım yapmak istiyorsa bu tür projeler hayata geçirmelidir. Katma değerli yatırımlar yapmalı, ülke sanayisini geliştirecek, istihdam odaklı adımlar atmalıdır.

Projeye karlılık açısından bakarsak ileri teknolojili ürünlerin kar marjı yüksektir. Hani şu tür karşılaştırmalar vardır:  “bir TIR dolusu cep telefonu alabilmek için 670 TIR dolusu demir satıyoruz”. Artık bunu değiştirmenin zamanı geldi. Bunun yolu da inşaata dayalı yatırım yerine ileri teknoloji ürünleri yatırımlarına ağırlık verilmesi. Bunu hedeflersek bu 75 Milyarlık yatırımla 8 milyar yerine yüz milyarlarca TL’lik kazanç sağlayabiliriz.

Bizler modern mühendisliğin kurucusu, ilk robotu icat eden El-Cezeri’nin torunlarıyız. Sanayiden, yüksek teknolojiden korkmamız ve çekinmemiz için hiçbir neden yok. Üretim devriminin ayak seslerinin duyulduğu ülkemiz zaten bu rotaya girmiştir ancak bizler bu sürecin daha da kararlılıkla sürdürülmesini talep ediyoruz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir