Üretim ekonomisi ve ihracat

Üretim ekonomisine geçişte ihracat öncelikli mi?

İhracatımız ithalata bağımlı olduğundan döviz açığının artmasına neden oluyor. İhracat önemli olsa da üretim ekonomisinde öncelikli olmamalıdır diyen görüşler var.

İhracatımızın ithalatı artırdığı doğrudur. Örneğin Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB’ye ihracatı 1,4 $/ton, Almanya’nın Türkiye’ye ihracatı 4,1 $/ton. AB ile ticarette ihracatımız ithalattan fazla olsa da önemsenecek kazancımız olmayabilir.  

İhraç mallarını üretmek için aldığımız ithal ürünler katma değeri yüksek markalı ürünler. İhraç ürünlerimiz ise yabancı markalar için ürettiğimiz fason ürünler veya katma değeri az, marka değeri düşük ürünler: fason hazır giyim ürünleri veya dökme zeytinyağı gibi.

Bir de ihracata şu açıdan da bakalım:

Toplumda ekonomik döngüyü düşünelim:

Gelir—-Tasarruf—-Yatırım—-İstihdam—-Üretim—-Pazar—-Gelir

Görüldüğü gibi döngünün başı ve sonu gelir. Gelirden tasarruf yapılır, tasarruf yatırıma dönüştürülür, üretilir, pazarlardan da gelir elde edilir.

Gelir pazardan sağlanır. Ne kadar çok sayıda pazara ulaşırsanız o kadar çok gelir yani tasarruf elde edersiniz. Üretim ekonomisine mali kaynak yaratmak için sadece iç pazar yeterli olmaz, dış pazarlara da açılmak şarttır.

Kalkınma için ihracat önemlidir, ancak ihraç ettiğimiz mallar katma değerli ürünler olmalıdır. Kkatma değerli ihraç ürünler döviz açığına sebep olmaz, döviz fazlası yaratır.

Üretim ekonomisinde Türkiye markalarına, kaliteye yatırım yapmalıdır.  

İhracatta fason ve işlenmemiş markasız ürünlere ihracat vergisi, ithalatta da yerli markalı ürünlerin muadillerine ithalat vergisi uygulanabilir.

İç ve dış pazarlarını korumak için Türkiye markalaşmalı, “Türk Malı” algısı yükseltilmelidir.

Üretim Ekonomisi için aranan kaynak iç ve dış pazarlardadır.

İhracatı hedeflemeden sadece ithal ikamesiyle ekonomisi güçlü toplum olunmaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir