EKONOMİK PAKET HAFTASI

Söylemlere bakılırsa Kasım 2020 sonrasında dile getirilen ekonomik paket ile ilgili çalışmalar tamamlandı. Paketin detaylarının bu hafta içerisinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanması bekleniyor.

Kısa, orta ve uzun vadeli başlıklardan oluşacağı vurgulanan paketle ilgili detayları herkes merak ediyor. Çünkü laf kalabalığına olanak tanımayan kritik bir süreçteyiz. Sadece pandemi koşullarından değil, dünyadaki ekonominin dönüşümünden firmaların aciliyet taşıyan durumuna, alım gücünü yitirmiş vatandaşın verdiği alarmdan finansın kullanılmasındaki tercihlere kadar birçok başlık ihtiyacı bulunuyor.

Bir tarafta enflasyon karşısında ezilen, işsizlikle mücadele eden ama işsiz sayılmayan tüketici gerçeği, öte tarafta kısıtlamaların kalkmasıyla tüm gerçekliğiyle önümüze gelecek olan reel sektör açmazları, yüksek borçluluk, kur ve faiz sarmalı ve bunu takip edecek tüm detaylar net olmayı gerektiriyor.

Nasıl bir paket gelecek onu hep birlikte göreceğiz; TBMM’deki mini torba yaklaşımlarda çok büyük değişimler olmayacağı noktasında beni ürkütüyor. Torbada bırakın temel ve yaygın ihtiyaçları, kısıtlı sayıda müteahhidin finansman maliyetini bile üstlenecek düzenlemelere imza atılmaya hazırlanılıyor.

Türkiye’nin bir ekonomik paket konuşurken öncelikle röntgenini çekmesi gerekir. Firmalara swot analizi olarak anlatılan kavramın, koca Türkiye ekonomisi için yapılmamış bir başlık olduğuna dikkati çekerim.

Herhangi bir bilimsel veriye dayanmayan yol haritası, rotasız çıkılmış bir deniz seferinden farklı sonuçlar vermez. Amaçlanan limanlara ulaşmak da ancak tesadüflere kalır. Jeopolitik risklerin bu denli yüksek olduğu, birçoğunun bizi ilgilendirdiği fırtınalı denizde ise böyle gelişigüzel yola çıkmak tatsız sonuçlara neden olur.

Türkiye’nin bir an önce verimlilik temelli bir yapıya bürünmesi gerekiyor. Yeniden bütçe yapmayı hatırlaması şart. Diyeceksiniz ki, zaten bir bütçe var. Yasak savma anlamında bir bütçeden söz etmiyorum.

Bireyden kamuya kadar her aşamada gerçekçi ve ayağı yere basan bütçelerin konuşulması, verimliliğin, dijitalleşmenin, buradan sağlanacak faydanın temele oturtulması, şeffaflık, hesap verebilirlik gibi sürdürülebilirliğin olmazsa olmaz ilkeleriyle bezenmesi gerekiyor.

Kısa vadede binlerce firmanın batmasını engelleyecek, işsizliğin tetiklenmesinin önüne geçilecek acil bir eylem planı zorunluluğu bulunuyor. Zira hangi hedefleri koyarsanız koyun, aç insana bir şey anlatamazsınız.

Orta vadede ise yapılan analiz ve yol haritasına paralel yerlileşme başta olmak üzere yeniden kurgulanmış bir üretim yapısı oluşturmamız, ithalata belki karşı çıkmadan ama üreticiyi de ithalatla terbiye etmekten vazgeçerek bir yola çıkmamız gerekiyor.

Şayet bu ekonomik paket finans kesiminin gönlünü okşayacak, onların çıkarlarını koruyacak bir hülle uygulamadan başka bir şey olmayacaksa, günün sonunda kimsenin kazanma şansı yok.

Bu nedenle gerçekten üretim temelli, iş, aş yaratan, her ürettiğini söyleyenin değil, neyi niye ürettiğinin farkında olanın sahiplenildiği, eğitimle desteklenmiş, yerli finansmanı gözeten, yurtdışından gelecek finansmanı da kumara değil, projeye çağıran bir model belirlenmesi gerekiyor.

Tüm bunun yol haritası da sağlıklı envanterler ve acil eylem planları kadar, nitelikli planlamalarla bezenmelidir. Aksi takdirde sadece yine gerçekçi olmayan bir biçimde hamaset dinleyeceksek yazık olur.

cetinunsalan@yahoo.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir